Şu anda Saving You, Villain Bölüm 14 açmış bulunmaktasın. AYATOON adlı seriyi AYATOON sitesinden güncel olarak okuyabilirsiniz. Bizi arkadaşlarınıza önermeyi unutmayınız..
Çevirmen: Mugen
Yemeğe kadar uyanmadan yattım. Midem dolduktan sonra ağırlık çöktü, o yüzden kendimi yarım saatlik hafif bir uykuyla şarj ettim.
İçimde bu şekilde sabaha kadar uyumak istiyordum ama kısa bir süre önceki Camian’ın sözleri kafamı kaldırmaya zorladı.
“Yatmamamı söyledi.”
Biliyordum ama ağzım esnemeye devam etti ve zihnim bulanıklaştı.
Dolunayın bugün olduğunu bilseydim, o domatesler için gitmezdim. Yorgun bedenim o kadar kolay bir şekilde toparlanmıyordu. Böyle olursa kontrolümü kaybedip, Camian’a saldırabilirim.
“….Öyle olacak gibi.”
Bir şey yapmam lazımdı. Kuru yüzümü iki elimde sildim ve ağır bedenimi kaldırdım. Tanıdık odayı gözlerim kapalı haldeyken bile çizecek kadar yavaş.a tararken gözlerim parladı. Masadaki normalde açmadığım sonuncu çekmeceyi açtım.
Dağınık bir biçimde her türden saçmalık yığılmıştı. Oturmak için çömeldim, ardından pratik bir şekilde çekmecenin içine elimi daldırdım. Makasların, kırtasiye malzemelerinin ve çocukken kullandığım tokaların arasından, bu yazın yaptığımız perdeden kalma kumaşı buldum.
“Bu yeterli olsa gerek.”
Kumaşla ağzımı kapadım ve kafamın arkasından sıkı bir düğüm attım. Eğer ağzımı mühürlersem, dayanamayacağım şeyler söylemeyi kesebilirim…. Camian ile geçen seferki gibi yapmak istiyorum.
İrademi güçlendirip Camian’ın gelmesini bekledim.
Sıcak bir şey gözlerimi okşadı ve yanaklarımdan geçti. Giderek kapanan bilincim, yavaşça kendine geldi ve gözlerimi açtım. Karanlıkta belli belirsiz bir yüz görülüyordu.
“Uyumuş muyum?”
“Horladın bile.”
Bir yerde yatakta yanımdaki kısmı Camian işgal etti. Dudaklarımın kenarına hafifçe dokundu.
“Hatta salya da akıtmışsın.”
“Uyumayacaktım ki ben…”
“Bu ne? Niçin böyle tehlikeli şeyler yapıyorsun?”
Uyumadan önce ağzımdan bağladığım bez boynumda asılı duruyordu.
“Bugün çenemi kapalı tutacağım.”
“Neden?”
Sesi, karanlıktan bile derin hissettirdi. Onun beni iyi tanıdığı kadar, ben de Camian’daki değişiklikleri kolayca farkedebiliyordum. Cümlelerim onun beğenisine göre olmadığı aşikardı.
“Tekrardan saçma sapan şeyler söyleceğimden korkuyorum.”
“……”
“Eğer benim utançtan ölmemi istemiyorsan, beni bunu yapmaktan alıkoyma.”
Kumaşı ağzıma çektim ve tekrardan bağladım. Tavana bakacak şekilde uznadım ve hazır olduğumu belirtmek için karnıma vurdum. Camian, bir gülüş mü veya iç çekme olduğunu anlamadığım bir ses çıkardı ve ardından bedenimin üzerine çıktı.
Bedenime bir ssıcaklık bastırdı. Karanlıkta birbirimize baktık ve ağzımız yerine yalnızca gözlerimizle konuştuk.
Camian gözlerini üstümden çekmedi ve yastığın üzerindeki dağılmış saçlarımı okşadı. Omuzlarımdan giysimi çektiğini hissettim. Soğuk hava hassa bir şekilde cildimi ısıttı. Bedenim bir anlığına gerildi. Boynuma gelen sıcak nefeslerle çelişkiliydi. Ardından dudaklarının yumuşak yapısı boğazımı dişledi ve nemli dili nazikçe cildimi ezip geçti. Tüm bedenimdeki tüyler diken diken olmuştu.
“Mmmh…”
Daha kanamamıştı ve aco daha hiç yoktu. Utancımı üzerimden atamadım, yanaklarımın ikisi de sıcakladı. Camian bunu duymuş muydu? Çokta yükses sesli de değildi….duymadı değil mi? Lütfen duymamış ol…
“Mmngh!!”
Kafamdaki düşünceleri uzaklaştırmak istiyormuş gibi aniden dişlerini açtı. Keskin ve sivri uçlu bir şey tenimi deldi. Boğazımdan sıcak bir acı yükseldi. Camian’ın sırtına sarıldım ve titredim. Camian kanımı emmek için her ağzını kıpırdatışında acı yavaşça geçti ve vücudum biraz daha gevşedi. Ve sanki tüm bedenimde yayılan yakıcı bir sıvı vardı, erojenik hislerin beni ezdiğini hissedebiliyordum.
“Huu…Mmmh, mmm!”
Cinsel isteklerimi uyandıran bu his ayak parmaklarımdan aktı, damarlarımdaki kandan geçti ve tüm vücuduma yayıldı.
Sersemlemiş hissesiyordum ve bacaklarımın arasındaki kısım sızlıyordu. Güm, güm, güm, güm. Kalbim deli gibi atmaya başlamıştı. Nefes alış verişim giderek hızlandıkça, ben farkına varmadan bedenim titremeye başlamıştı. Haaa, haaa….. Bedenini sıktım ve Camian’a sıkıca sarıldım, ardından sert kollarını tırnağımla çizdim.
Deliriyordum. Eğer doğru düzgün yapmazsam inanılmaz bir acı çekip, öleceğimi düşündüm. Kafam ve hislerim at gibi tek bir duygu tarafından koşuşturuluyordu.
On binlerce yanan çiçek bedenimde açıyormuş gibi hissettiriyordu. Sadece dek durup, uzanmanın ne kadar acı verici olduğunu bilmiyordum. Camian’ın üstüne çıkıp, dudaklarını sömürmek ve onun müthiş çıplaklığını, tenimle hissetmek istiyordum. Ama seet bir beden, benim vücudumu taş gibi engelliyordu. Karaya çarpmış balık gibi mücadele ediyordum.
“Mmmh, mmh!”
Uyluklarını bacaklarımın arasına kıstırdım ve bel altımı ona sürttüm. Camian boynumu çizdi ve bacaklarımın arasındaki uyluklarına hafifçe dokundu. Ama yine de arzu biraz bile dinmemişti. Aksine daha da fenalaşmıştı. Midemi dolduran bu erojen his o kadar fazlaydı ki artık külfetli ve hatta tuhaf hissettirmeye başlamıştı.
Camian, beden çok fena.
Ağzımdaki bez dilimin ucundaki kelimeleri engelledi ve yalnızca boğuk bir inleme çıktı ağzımdan.
“Mmh, hnn, nngh!”
Camian kanımı emdikçe, arzum da bir o kadar arttı. İki bacağım da yatakta mücadele ediyordu, Camian’ın beline sardım. Nemli iç kısmımı kazımak gibi terbiyesizce bir arzu geldi aklıma. Beni çılgınlık içerisinde nirvanaya kadar çıkarmanı istiyorum.
Heyecan gözyaşladı döktüm ve kolunun ön kısmını ve sırtını çizdim. O sırada zar zor da olsa boynumda bir sallanma hissettim. Camian boynumdan uzaklaştı ve bana baktı. Karanlık olsa dahi, kırmızı gözlerinden zevk şçin can attığı açıktı.
Birbirimizin… Birbirimizin bedenini arzuluyorduk. Yalnızca ben değil, Camian da. Kollarımı uzattım ve boynuna sarıldım.
Dudakkarımı bedenleriminizin arasındaki kumaşla sertçe sürttüm. Başımı ileri geri hareket ettirdim ve onun sıcaklığını hissettim. Diğer bir yandan Camian kaya gibi sertti.
“Nngh, mmh…”
Kalçamı Camian’ın ereksiyonuna kendimi sürterek onunkine doğru salladım, ve ellerim de boş durmadı, sıkıca Camian’ın saçını kavradı.
Soluduğum nefeslerle kumaş sırılsıklam olmuştu. Gözyaşları yüzünden akıyordu. Kaya gibi olan Camian’ı kucaklıyor ve kendi kendime vahşileşiyorum gibiydi. Durumum o kadar utanç vericiydi ki ölmek istedim ama düşüncelerim beni durdurdu.
Şu anda… Eğer bu kaynayan ereksiyon duygusunu dindirebilseydim daha da fena bir şey yapmış olabilirdim.
“Mm, mmmh!”
Bu yeteri değil. Bedenine ihtiyacım var Camian. Vücudumu zevkle mahvetsen dahi sorun değil, o yüzden lütfen benim için bir şey yap. Tüm rasyonelliğim arzularım tarafından yenilmişti. Neredeydim, kimdim ve Camian’la ne türden bir ilişkim vardı- her şeu parçalara ayrılmıştı.
Camian’ın karışmış saçından elimi çektim ve yüzünün iki tarafından tuttum. Ardından alınlarımız birbirine yaslanmış şekilde gözlerini seyrettim.
Seni istiyorum. Arzularımı takio edip, Camian’a yalvarma arzumu bastırdım. Koyu kırmızı gözler bir anlığına parıldadılar. Ve sertleşmiş dıdakları bana dokundu. Yavaşça ve yumuşakça. Onun bu küçük tepkisinden bütük bir neşenin ve coşkunun içine çekilmiştim.
“Mmh…”
Camian gözlerini benden çekmedi ve dudaklarını sanki ısıracakmış gibi hareket ettirdi. Sıcak, nemli dudakları kumaşla oynadı. Ve teması gitgide yoğunlaştı. Dudaklarına ince kumaşa bastırdı ve sıcak bir nefes bıraktı. Dişleriyle kumaşı kemirdi, dilini uzatıp, tüm dudağımı yaladı.
“Nngh!”
Camian uyarmadan aniden belini hareket ettirdi. Kalın ve sert erkekliği daldığında uzun zaman beklemiş olduğum zevk yayılmıştı. Daha fazla, daha sertçe. Kalkık kanatlarının kenarlarını kavrauarak, bedeninin alt kısmını benimkine yakınlaştırdım.
Vur, çarp! Her Camian hareket ettiğinde odada şiddetli bir ses yükseliyordu. Erkekliğinin ucu girişimde uzun süre boyunca klitorisime sürtündü- geriye doğru hareket etti ve hareketi tekrarladı.
“Mmh, nngh! Mmph!”
“Ha….”
Camian belini çılgınca hareket ettirdi. Altımdaki buruş hareketinde karıncalanma bile hissettim. Tahrip edici beli sank her an kıyafetlerimi delip, içime sokacakmış gibiydi.
“Mmmph… Mmmh!”
Camian coşku içerisinde ellerini dek tutamadı ve kalçamla belime sürttü ellerini. Öpücüğü gittikçe vahşileşti ve binlerce dudak beni yiyormuş gibi hissettim. İçimden yayılan arzuyu yenemedim. Vücudum titredi.
Yorum