Saving You, Villain Bölüm 15

Tüm bölümler Saving You, Villain

Şu anda Saving You, Villain Bölüm 15 açmış bulunmaktasın. AYATOON adlı seriyi AYATOON sitesinden güncel olarak okuyabilirsiniz. Bizi arkadaşlarınıza önermeyi unutmayınız..

Çevirmen: Mugen
Vuruşlar o kadar güçlüydü ki onu takip edemedim bile. Kısa, derin bir nefes alan Camian belimden tuttu, ardından elini indirip içeri kaldırdı.

 

Kalçalarım kalktı ve bacaklarım genişçe açıldı. Camian bu arada kendisini bastırıp ovuşturdu. Bu uzun ve kalın erkekliğin şeklini tam olarak hissettirmişti.

 

“Nngh…”

 

Ancak bu tek başına yeterli değildi. Vücuduna kıyafetleri üzerinden dokunmak yerine tenine dokunma zevkini istiyorum. Parçalamak istercesine Camian’ın giysilerini tuttum ama istediğim gibi olmadı, bu yüzden sinirli bir şekilde iç çektim. Bu giysiler sorundu. Camian’dan çıkarmasını istesem çıkarır ama o zaman boşuna ağzımı kapatmış olurdum.

 

Camian bir an dudaklarını ayırdı, elini kumaşın içine soktu ve aşağı doğru çekti.

 

“Ha…!”

 

Başını yeniden eğmiş Camian bir an durdu. Dudaklarının ucu hafifçe bana dokundu, öyle ki sadece dudaklarının ucu değdi.

 

Tatlı bir tonda sordum.

 

“Niçin yapmıyorsun?”

 

“……”

 

“Camian huh?”

 

Arzuyla yanan kırmızı gözlerinden kafa karışıklığı ve kendini suçlama gibi çeşitli duygular geçti. Uzun kirpiklerini titredi ve gözlerini kırpıştırdı. Sanki darmadağın olan mantığı biraz geri dönmüş gibi o gözlerindeki bulanık parıltı kayboldu.

 

Böyle devam edersek Camian beni yine şu halde bırakacaktı. Endişelendim ve kollarımı boynuna doladım. Ama Camian’ın ayağa kalkışı benden daha hızlıydı.

 

Kıvrılmış bacaklarımı düzeltip bir battaniyenin etrafına sardı. Kalkmak için Camian’ın peşinden gittiğimde, iri elini omzuma bastırdı ve engelledi. Sonra yanıma uzanıp, battaniyeyle bana sarıldı.

 

“Daha sonra kendine geldiğinde utanma. Çünkü bu sefer gerçekten dayanamadım.” 

 

“Huu… Hayır. Hiç utanmıyorum. Devam edelim. Olur mu?”

 

Ciddi ricalarıma rağmen Camian beni hapseden kollarına daha da güç verdi.

 

“Bana küfür et ya da aletimin ucuyla nereye sokmam gerektiğini söyle. Benden kaçmaya çalışma ama.”

 

“Çünkü ben… ngh, Camian… Altım ıslandı…”

 

Dudaklarını alnıma bastırdı. Sonra bir fısıltı sesi duydum.

 

“Üzgünüm.”

 

Neden aniden özür dilediğini düşünemiyordum bile. İhtiyaçlarımı karşılayamadığım için mi? Yoksa bana böyle hissettirdiği için mi…? Öyle olsa da Camian’ın özür dilemesine gerek yoktu. Camian ve ben bir sözleşme imzaladık ve bu, sözleşmenin bedeliydi. Benim için, Liv’in yanlışlıkla kontratı yapmaya zorlandığını söylemek yanlış olur… Neyse ne, Camian bunu bilmeyecek, bu yüzden üzülmek için ortada bir sebep yok.

 

Acı verici ve sinir bozucu olan çözülmemiş cinsel arzum yüzünden gözyaşlarına boğuldum. Uzun süre ağladım ve yaygara kopardım ve sonunda ağlamaktan yoruldum. Bu şekilde bitkin bir vücudun uyku tarafından çekilmesi kolay ve hızlıydı.

 

Uykumdan uyandıktan sonra, kafamı dolduran o cinsel istek, bir gram bile kalmadan uçup gitti.

 

Bu böyleydi her seferinde.

 

Gözlerimi açar açmaz dünkü vahşet bir kabus gibi üzerime çöktü ve bana eziyet etti. Yine yaptım! Yine! Yine!

 

“Ugh…”

 

Battaniyeyi ayaklarımla olabildiğince tekmeledim ve yan yattım.

 

“… ?!”

 

O kadar şok olmuştum ki neredeyse çığlık atacaktım. Sabahları hep ortadan kaybolan Camian niyeyse bugün benim odamdaydı.

 

Tükürüğümü boğazımdan aşağı yuttum, sonra yatağın karşısına geçip ona hafifçe vurdum.

 

“Hey, Camian.” 

 

Ona seslendim ne diyeceğimi bilmiyordum. Dünün anıları bir ileri bir geri gidip gelirken, utancımı gizlemek zordu.

 

Camian vücudunu çevirip bana baktı. Yüzü her zamanki gibi soğuktu.

 

“Dün… Uhh.”

 

Ben konuşurken Camian bir eliyle yanağımı tuttu. Sonra yüzümü bir yandan diğer yana salladı ve sonra parmaklarıyla gözlerimi açtı ve inceliyormuş gibi dikkatle bana baktı.

 

“Ne yapıyorsun?”

 

“Bugün tatil ama erkenden kalktın. Acı çekiyor gibi de görünmüyorsun.”

 

“Uzaklaş be.”

 

Parmağına ‘tokat’ attım. Camian’ın muzipliği sayesinde tuhaf olan ortam biraz olsun rahatlamıştı. Yataktan kalkar kalkmaz, Camian’ın iki eli de koltuk altıma girdi ve beni kaldırdı.

 

“Neden hala buradasın?”

 

“Sen istediğin gibi odama girerken ben burada kalamaz mıyım yani?”

 

“…Hayır, öyle değil… Bunu yaptıktan sonra sabah odamda hiç kalmadın.”

 

Camian’ın soğuk dudakları bir çizgi haline geldi. Sanki komik bir şey duymuş gibi.

 

“ Bunu mu? Bunu duyan birisi yanlış anlar.”

 

“Yanlış mı anlar? Ne tür…”

 

Gözlerimi bir kez kırpıştırdım. Camian’ın sözlerinin anlamını çok geç kavradım ve iki kulağımda da bir sıcaklık yükseldi. Alışılmadık bir sürtünme hissi ya da dudaklarıma dokunan sıcaklık aklıma geldi.

 

Camian uyluğuma hafifçe vurdu ve yüzünü daha da yaklaştırdı. Dün aldığım hoş koku burun deliklerimden içeri girdi. Ruh halim bir tuhaflaştı ve bir an nefesimi tuttum.

 

“Niye sustun?”

 

Neden konuşmayı bıraktım… Camian kasıtlı olarak beni utandırmanın eğlenceli olup olmadığını soruyordu bir nevi. Kaba pislik. Sadece işin peşini bırakamaz mısın?

 

Şakalarına kanmak istemiyordum. Yoğun sıcaklığın ısıttığı boğazımda yutkundum ve sanki sakinmişim gibi konuşmaya karar verdim.

 

“Konuşmayı bırakmadım, sadece bir gerçekle bitirdim.”

 

Camian başını çapraz olarak hafifçe eğdi. Cevap vermeden sadece yüzüme baktı. Bu sessizlik durumu daha da kötüleştiriyordu. Çenemi kapalı tutmalıyım.

 

Derin bir nefes aldıktan sonra omzuna vurdum.

 

“Utanç verici, o yüzden git.”

 

“Ama yaptığımız şey o kadar da utanç verici değildi.”

 

“…Ne?”

 

“Yanlış anlaşılsaydım utanırdım.”

 

…Bu bebe. Düne kasten bahsetmedim. Atmosfer utanç verici olmakla kalmamıştı ama aynı zamanda Camian’la aramdaki ilişkinin tuhaf bir hal alacağından da korkuyordum. Bu… Çünkü normalde cehennemden gelen bir arkadaşınızla sürtünme gibi bir hareket yapmayız. Haaa, çıldıracağım.

 

Bu sırada yumuşak bir sıcaklık elimi nazikçe sıktı ve bıraktı. Sırıtışını çoktan kaldırmış olan Camian, uzun kirpikleriyle gölge yapıp yere baktı.

 

Bir anda dudaklarım titredi. Parmak uçlarım onu ​​tırmalama dürtüsüyle seğiriyor.

 

“Hançeri çekmeceye koydum…”

 

“Efendim?”

 

“Bir sonraki dolunay ne zaman gelirse, onu yastığın yanına önceden koy.”

 

“…….”

 

“Dünkü gibi tekrar böyle yaparsam beni istediğin zaman bıçaklayabilirsin.”

 

Dinlemesi keyifli olan alçak tonlu fısıltıların aksine içerik dehşet vericiydi.

 

“Beni tahrik olduğun için bıçaklayamazsan bile, ertesi gün kendine geldikten sonra öfkelendiğinde beni bıçaklayabilirsin.”

 

Bana bunu söylemek için mi bütün gece bu odada kaldı? Daha önce gördüğüm geniş ve güçlü omuzlar şimdi bana bambaşka bir his veriyordu. Sessiz gecede Camian’ın üzerine çöken duygular nelerdi?

 

“…Seni neden bıçaklayayım? Kızgın değilim, moralim bozuk değil. Sadece utandım. Arkadaşlar… böyle şeyler yapmaz.”

 

Arkadaş kısmını özellikle vurgulayarak bahsettim. “Seninle uyumak fena değil. Ama üstü kapalı olarak senin hakkında öyle düşünmediğimi bilgilendirebilmek için.’ Ah, sadece düşüncesi dahi bir kelime israfı.

 

“Evet.”

 

Camian gülümsedi ve burnumun ucuna hafifçe vurdu ve ayağa kalktı.

 

“Aşağı gel de birlikte kahvaltı yapalım.”

 

“Tamam.”

 

Tak. Kapalı kapıya baktığımda, dayanılmaz, tanımlanamaz bir duygu hissettim ve yatağa dümdüz uzandım. Bacaklarımı havada salladım ve battaniyeye vurdum.

 

“Ne. Neden havalı gibi davranıyorsun? Sinir bozucu.”

 

O adamın görünüşü yüzünden ne yaparsa yapsın birkaç kez daha güzel görünebilir. Elimin tersiyle yanaklarıma bastırdım ve kahvaltıyı atlamayayım diye düşünerek oturduğum yerden kalktım.

tags: , ,

Yorum

Bölüm 15
ankara escort
madridbet giriş meritking giriş meritking madridbet giriş
deneme bonusu
erotik film izle
deneme bonusu veren siteler canlı casino siteleri casino
deneme bonusu
1xbet
deneme bonusu veren siteler güvenilir bet siteleri
grandpashabet grandpashabet giriş cratosroyalbet spinco spinco giriş
yeni casino siteleri
onwin güncel
meritking
casibom
casinolevant casinolevant casinolevant casinolevant casinolevant